Yağmur
Gözyaşıyla karışan belki dev gülüşlerin arasına sızan. Her zaman etkili, her zaman şaşırtıcı derecede ve kararsızlık yaratan. Terazinin en olmadık hali.
Gözyaşıyla karışan belki dev gülüşlerin arasına sızan. Her zaman etkili, her zaman şaşırtıcı derecede ve kararsızlık yaratan. Terazinin en olmadık hali.
Öğrenilmiş davranışlardı bunlar, öğretme zorunluluğunda hissedilen. Alabildiğine vurgusuz, ezberlenmiş. Hissedilen sıcaklık 18. Alkış sesleri, ucuz klima sesiyle ve küçük salonda sıkışıp kalan egoyla karışmış.
Besleniriz yağmurla, gri gökyüzüyle, özgürlük sandığımız güneşli günlerle. Güzel gün(!) geçiren güneşli ama, aşırılık her zaman intikamdır. (intikam yeterli kelimeydi sadece)
Gülüşmelere bakın Samimiyete Samimiyetin komedisine Yaklaştıkça trajedisine Mikro beyinlerin oluşturduğu devasa oluşumlara
Kafanızı her kaldırdığınızda var olduğunuz gezintiden, göğe baktığınızda bir sonraki aşamada, daha mı yansız, daha mı gizemini kaybetmemiş gelir? Tebessümünüz ait olduğu yerde, emin olduğunuz yüceliklerde.
İnsanların bedenlerine sıkışmış ruhlarından kaçışlarını hissediyorum. Her kaçış, güven duygusu. Kaçış çabaları. Ama sen, sen doğa... Sen ve ben hep, seninle ben her zaman bir bütün olacağız. Çıkaramazsın ama öyle hissettirirsin.
Anlamlandırmaya çalışıyorum, anlatabildiğimi anlamalarını istiyorum. Değer bulmalarına çabalamam zamanımı alıyor. Yanılıyorlar. Yanlış ya da aşırılıklarla dolu belki. Sanıyorum ki benim en büyük çaresizliğim bu. Benim en büyük çaresizliğim, anlaşılmak istememi gösterebilmeyi başarabilmem ama sözcüklere dökmeyi…
Kirpiklerime düşen ışıltılı kara, hissettiğim o yumuşak vuruşlarına buruk bir ruhla karşılık vermekteyim. Sevmek için ara sıra zaman ayırabildikleriyiz.
Yağmurdan kaçanların sokağı benim. Yavaş yavaş yürüdüm, daha yavaş olamazdı. İçeride ıhlamur kokusu belki uzay.