uçurtma, bir kente takıldı.
rüzgârın, kanadına değmesiyle
koskoca bir kenti kopardı,
çiçek saçlı kadının göğsünden
ağlamadan evvel kadın,
hiç olmuş elbisesiyle
ağladıktan sonra ise
örselenmiş sesiyle
-ve de-
her biri dişil ve eril notalardan oluşmuş
harf gemisinden
inen nefesiyle
bir düş tohumunu iliştirdi
yakasına vicdan tarlasının
ne olduysa oldu,
kulaklar duymamayı geliştirdi.
silinmiş olmasına rağmen pasının
basit makine durdu
tanrı güneşi doğurdu
ardından tarım
dişliler
depolama metodolojileri
şanslı olanlara diploma
ve uzay teknolojileri
diğerleri: ellerinde çekiç
orak ve üzengileri…
fakat unutulmuş örs
unutulmuş örsün gözleri dolar
ve bir salgın olur onlar
duvarlar örsün
göz görsün
kulak duysun
kadın çıplak
ve
bir uçurtma çaldı elbisesini
elbisesiyse takılmış gözlerine bir kulenin
böyle bitirecek iken şiirin son dizesini
ucunu açmayı unutmamalıyım şu tahta kalemin
