Koca bir çukurun içinde belki kuyunun. Elle tutulur acımasızlıklara uyandırıldık. Saçmalıklara. Derdi neydi ki? Onun. Onun bunun şunun. Hangi istasyonda bırakmak isterdiniz? Hangi kuşla yollamak isterdiniz? Hangi suya, karanlığa, toprağa. Saçmalık. Uçmak. Hep böyle miydi? Yani sanki. Bir yudum daha…
Ve bir de çarçabuk kaçmanız gereken pek çok durumla karşı karşıya kalırsınız kalmasına da insanların kanatları yoktur veya henüz yoktur. Neyse, peki o zaman kuş yeminden bir gömleğe ne buyrulur?