Sanki
Koca bir çukurun içinde belki kuyunun. Elle tutulur acımasızlıklara uyandırıldık. Saçmalıklara. Derdi neydi ki? Onun. Onun bunun şunun. Hangi istasyonda bırakmak isterdiniz? Hangi kuşla yollamak isterdiniz? Hangi suya, karanlığa, toprağa. Saçmalık. Uçmak. Hep böyle miydi? Yani sanki. Bir yudum daha…