Kalabalığa karışmıştım. Kalabalıktaki insanların hepsi teker teker hayatın geçmesini bekliyordu sanki. Aynı anda. Bekleyişin uğultuları. Şu an yaşadığım durum günler önce hiçte bu kadar yakınmış gibi gelmiyordu. Birkaç kez gözlerimi açıp kapattım. Bu süreç bir göz açıp kapamakla tamamlanacaktı sanki.…
Karşıma otur, sadece dinle. Bir şarap koy kendine. Olur mu? Unutulmayacak anlardan bahsediyorsun. Anları nasıl zamansızlaştırdın? Seninle el ele, karanlığın en derinlerinde dans ettiğimiz zamanlar. Hatırlıyormuş gibi yaptıklarım. Başımıza gelen tüm güzel şeyler gerçekleşir ve onlarla işimiz biter. El değmemiş…
Az önce anımsadım! İnsanlığın küçük trajedisi, var olandan fazlasını görmekten iyi görememek gibi. Güneş doğmazdan önceki nemli hava gibi. Neye göre iyi, siz bilin. Tertemiz camlar hayal edin, bir varlığa uzanan elleri, kafanızdaki nesneler silsilesini. Tekdüze bir ruh ve çoklularını.…